Biyografi

Salvador Allende kimdir

Ad Soyad: Osman Girgin Doğum Tarihi: 19 Ekim 1987 Nereli: İzmir Meslekler: ,

Salvador Allende kimdir, Batı dünyasında serbest seçimle işbaşına gelen ilk sosyalist devlet başkanıdır. 4 Kasım 1970 – 11 Eylül 1973 tarihleri arasında Şili Devlet Başkanı olarak görev yaptı.

Salvador Allende, 26 Haziran 1908 tarihinde Valparaíso, Şili‘de doğmuştur. Zengin bir aileye mensup olan Allende’nin babası Salvador Allende Castro ve annesi Dona Laura Gossens Uribe ‘dir. Eduardo de la Barra Lisesinde öğrenim görürken, Marksist görüşlere karşı ilgi duymaya başladı ve bu konuda kendini geliştirmeye çalıştı. Liseden mezun olduktan sonra 1926 yılında Şili Üniversitesinde tıp eğitimi görmeye başladı. Politikaya tıp öğrencisiyken atıldı.

1930 yılına gelindiğinde Allende, popüleritesi iyice artmış bir öğ Öğrenci Federasyonu başkan yardımcısı oldu. Düşüncelerini burada da söylemekte bir mahsur görmeyen Allende, artık Carlos Ibanez ‘in aleyhinde yaptığı siyaset yüzünden göze batar biri halindeydi. Bu durum çok sürmeden sonuçlarını getirdi ve Allende tutuklandı. Okuldan uzaklaştırma da aldı; ancak bunların hiç birisi uzun sürmedi. Çünkü Carlos Ibanez ülkesi maddi bunalımından ötürü devrildi. Daha doğrusu Temmuz 1931‘de Arjantin‘e kaçmak zorunda kaldı.

1932 yılında Tıp fakültesinden mezun oldu. Doktorluk diplomasını aldıktan sonra anotomist-patolog olarak çalışmaya başladı. 1933 yılında birkaç solcuyla birlikte Komünist Parti’nin Marksist alternatifi olarak gördüğü Partido Socialista (Sosyalist Parti) kurucuları arasında yer aldı. 1937 yılına kadar parti içinde pek çok değişik görevlerde (bölge yöneticiliği, genel sekreter yard. ) bulundu.

Salvador Allende, 1937 yılında milletvekili seçildi. 1938-1940 yılları arasında Sol tabanlı Halk Cephesi Hükümeti’nde) sağlık bakanlığı yaptı. 1943’te Sosyalist Parti genel sekreterliğine getirildi. 1945’te senatör seçildi. 1952, 1958 ve 1964 başkanlık seçimlerine solun ortak Başkan adayı olarak katıldıysa da başarı sağlayamadı.

Salvador Allende, 1940 yılında Hortensia Bussi ile evlendi. Isabel Allende Bussi, Beatriz Allende, Carmen Paz Allende adlarında çocukları oldu.

1966-1969 yılları arasında 3 yıl Senato başkanlığının ardından sol cephenin oluşturduğu Halk Birliği tarafından dördüncü kez başkan adayı olarak gösterildi. Eylül 1970’te yapılan ve üç adayın katıldığı seçimde Şili tarihinin ilk Marksist başkanı seçildi.

Kurulan Halk Birliği Hükümeti sosyalist içerikli bir politika izledi. Küba ve Çin ile diplomatik ilişki kuran ilk Latin Amerika ülkesi Şili oldu. Öncelikli hedefi, Şili’yi işçi sınıfının cumhuriyetine dönüştürmekti. Ülkedeki mallara el koyarak eşit paylaşım için kolları sıvadı. Tabi bunu herkes hoş karşılamadı. Yaptığıyla büyük tepkiler çekmiş hatta tehditler bile almaya başlamıştı. Yoksullar ve muhtaçlara karşı olan ilgisi gün geçtikçe daha da kendini belli ediyordu. Ülke çapında 15 yaşından küçüklere ve emziren annelere günlük ücretsiz yarım litre süt dağıtılması projesini başlattı. En düşük ücretleri tespit ettirip bütün bu ücretlere, ücretin iki katı ve daha fazlası olmak kaydıyla zam yaptı. Buna karşılık devlet memurlarının maaşını bir üst sınırda sabitledi. Ülkesinde ki yabancı işletmeleri satın alarak yerli sermayeye dönüştürdü. Yabancı şirketlerin çoğu genellikle Amerikalılara aitti ve bu durum özellikle bakır madenlerine el konulmasından sonra, ABD tarafından hoş karşılanmadı.

Ancak bakır mi Latin Amerika ülkelerine sıçraması olasılığı, ABD’yi tedirgin etti. ABD ekonomik ambargosu, Dünya Bankası ve IMF‘ nin mali yardımları kesmesi, Şili ekonomisini açmaza soktu.

Dünya bakır fiyatlarının bilinçli olarak düşürülmesi bu ivmeyi hızlandırdı. Sovyetler Birliği ise Marksizmin sandıktan çıkmasına sıcak bakmadığından, gelişmeler karşısında sessiz kaldı. 1972’de baş gösteren tüketim maddeleri sıkıntısı, karaborsayı körükledi; sermaye kaçışı hızlandı. Ekim 1972’de yaşanan bir aylık, kamyon sahipleri grevi ve esnafın kepenk indirmesi yaşamı felce uğrattı. Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın, Mart 1973 genel seçimlerinde Halk Birliği oyların % 45’ini almayı başardı. Parlamentodaki 2/3’lük çoğunluğu yitiren sağ muhalefetin, Allende’yi yasal yollardan engelleme ve erken seçime gitme şansı ortadan kalkmış oldu.

Nisan 1973 ayında Hristiyan Demoktratlar’ın desteğini çekmesinin ardından ülke terör saldırıları karşısında huzurunu kaybetmeye başladı. Haziran 1973 ayında zırhlı bir birlik darbe girişiminde bulundu ama darbe girişimi bastırıldı. Temmuz 1973 ayında kamyoncular yeniden greve gitti. Ağustos 1973 ayı sonlarında Allende’ye bağlı Genelkurmay Başkanı General Pratts’ın istifası, Allende’nin ordu içindeki konumunu sarstı.

İstifa eden Genelkurmay Başkanı General Pratts’ın yerine Ağustos 1973’te atanan General Augusto Pinochet, ABD ve CIA‘nın desteğinde, 11 Eylül 1973‘te, Silahlı Kuvvetler adına Salvador Allende’ye bir muhtıra vererek yönetimden çekilmesini istedi.

Salvador Allende’nin bunu kabul etmemesi üzerine Başkanlık Sarayı’nı kuşatan askerler tarafından öldürüldü. Ölümünden önce, Fidel Castro‘nun kendisine hediye ettiği ve elinde tuttuğu AK-47 marka silahla Başkanlık Sarayı’nda korumalarıyla birlikte çatışmalara katıldı.

Salvador Allende, 11 Eylül 1973 tarihinde Santiago, Şili’de 65 yaşında ölmüştür.

Ölümünden sonra Augusto Pinochet anayasayı geçersiz kılarak askeri bir diktatörlük kurdu. Allende’nin ölümünden sonra Şili ‘de devletleştirme kapsamında alınan bakır madenlerinin tamamı, ABD‘li şirketlere teslim edildi ve Şili ABD bağımlısı bir devlet haline geldi.

Salvador Allende’nin ölümünden hemen önce radyo’dan yaptığı veda konuşması:

Dostlarım,

Hiç şüphe yok ki, bu sizlere seslenmek için son fırsatım. Hava Kuvvetleri Magallanes Radyosu’nun vericilerini bombaladı.

Sözlerim sitem değil, hayal kırıklığı taşıyor. Umarım, kendi sözlerine ihanet edenlerin utancı olurlar… Şili’nin askerleri, birer unvandan ibaret başkomutanları, kendi kendini Donanma Komutanı ilan eden Amiral Merino, daha dün Hükümet’e sadakatini sunan, bugün ise kendini Carabinero’ların (paramiliter polis) başı ilan eden General Mendoza…

Bu koşullarda, sözlerim sadece işçilere: Teslim olmayacağım!

Bu tarihi dönemeçte, halka olan sadakatimin bedelini hayatımla ödeyeceğim. Ve onlara, binlerce Şilili’nin tertemiz vicdanına serptiğimiz tohumların kuruyup gitmeyeceğinden şüphem olmadığını söyleyeceğim.

Güçlüler ve bize üstün gelecekler, ancak toplumsal dönüşümler ne suçla ne de güçle bastırılabilir. Tarih bizimdir, tarihi toplumlar yapar.

Ülkemin emekçileri, adalete olan büyük özleminizin ancak bir sözcüsü olan, Anayasa’ya ve kanunlara bağlı kalacağına söz vermiş bu adama gösterdiğiniz sadakat için teşekkür ederim. Sizlere seslenebildiğim bu son anda, yaşadıklarımızdan ders çıkartmanızı diliyorum: Yabancı sermaye, emperyalizm, gericilikle birlikte Silahlı Kuvvetlerimizin kendi geleneğini bozmasına varan koşulları hazırladılar. Bu geleneğin kurucuları General Schneider ve Komutan Araya da, bugün dışarıdan aldıkları destekle kendi çıkarlarını ve imtiyazlarını korumaya çalışan aynı sosyal kesimin kurbanlarıdır.

Esas olarak size sesleniyorum, ülkemin mütevazi kadınları, bize inanan köylü kadınlarımız, çocuğunu esirgediğimizi bilen anneler… Size sesleniyorum Şili’nin fikir işçileri kapitalist toplumun avantajlarından bahsedip duran meslek örgütleri ve sendikalar tarafından yaratılan kargaşaya karşı çalışmaya devam eden yurtseverler… Size sesleniyorum, ülkemin gençleri, öğrencileri, şarkılarını söyleyenler, bize neşelerini ve mücadele ruhunu verenler… Size sesleniyorum Şili’nin insanları, işçiler, köylüler, aydınlar, zulüm görecekler ülkemizde faşizm saatlerdir iş başında. Harekete geçmesi gerekenlerin sessizliği karşısında terörist baskınlar yapıyor, köprüleri havaya uçuruyor, demiryollarını kesiyor, gaz ve petrol borularını imha ediyorlar. Suçludurlar. Tarih onları yargılayacaktır!

Hiç şüphe yok ki Magallanes Radyosu susturulacak. Sakin ve metalik sesim sizlere ulaşamayacak. Sorun değil. Sesimi duymaya devam edeceksiniz. Her zaman yanınızda olacağım. En azından, onurlu ve ülkesine sadık bir adam olarak hatırlanacağım.

Halkım kendini savunmalı ancak kurban etmemelidir. Halkım, kendisinin yok edilmesine veya kurşunlarla delik deşik edilmesine izin vermemeli, ancak aşağılanmaya da müsaade etmemelidir.

Ülkemin işçileri, Şili’ye ve yazgısına inanıyorum. Başka insanlar, ihanetin galebe çaldığı bu karanlık ve acı anı yenecekler. Siz de bunu bilerek ilerlemeye devam edin er ya da geç, o büyük caddeler tekrar açılacak ve özgür insanlar yeni bir toplum oluşturmak için o caddelerden yürüyecekler.

Yaşasın Şili! Çok yaşa halkım! Yaşasın işçiler!

Bunlar benim son sözlerim, fedakarlığımın boşuna olmadığından eminim. Sonunda, en azından, suçu, alçaklığı ve ihaneti cezalandıracak bir ahlak dersi olacak.

Salvador Allende’nin istanbul, Ataşehir’de Mustafa Kemal ATATÜRK ile yan yana bir heykeli vardır.