Biyografi

Jül Sezar kimdir

Ad Soyad: Osman Girgin Doğum Tarihi: 19 Ekim 1987 Nereli: İzmir Meslekler: ,

Jül Sezar kimdir, Doğumu : MÖ Temmuz 100 Roma, İtalya
Ölümü : Roma, MÖ 15 Mart 44 Roma, İtalya

Roma diktatörü Jül Sezar, Romalı askerî ve politik liderdir.

Jül Sezar, MÖ Temmuz 100 yılında Roma, İtalya‘da doğmuştur. Annesi Aurelia Cotta, babası Gaius Julius’dır. Sezar doğarken ölen annesinin karnını kesmek suretiyle doğurtulduğu için “kesilip alınan” anlamına gelen “Ceasar” adını aldığı iddia edilir. Yani bugünkü sezaryen işleminin isim babasıdır.

Romalı general ve devlet adamı. Gelmiş geçmiş devirltanlarından ve devlet adamlarından biri sayılan Julius Sezar aynı zamanda yazar olarak da çok ünlüdür. Jül Sezar politik davranışlarında çoğunlukla halk tarafını tutmuş, Romalı asillerin halk üzerinde baskılarını kaldırmaya çalışmıştır.

MÖ 80 yılında genç Jül Sezar elçi olarak Bitinya Kralı IV. Nikomedes’in sarayında bulundu. Bu sırada Nikomedes ile sevgili oldukları söylentileri ortaya çıktı ve bu söylentiler Jül Sezar’ın gelecekte politik rakipleri tarafından kendisine takılan “Bitinya Kraliçesi” lakabıyla birlikte hayli başını ağrıttı.

Caesar MÖ. 83′de Marius taraftarlarından 1. Cornelius Cinna’nın kızı Cornelia ile evlenmesi, onun, Marius partisine yaklaşmasına, Sulla ve Mariusçular arasındaki çekişmeye katılmasına yol açtı. Caesar Roma’dan çıkmaya zorlandı. Caesar ancak Sulla’nın (MÖ. 78) ölümünden sonra Roma’ya dönebildi. Sonra hatiplik öğrenimi için Marcus Tullius Cicero‘nun da öğretmeni olan Rodos’a ünlü öğretmen ve hatip Apollonius Molo‘nun yanına gitti. Beş yıl sonra Roma‘ya döndü, kendini tamamiyle siyasete vererek Pompeius tarafını tuttu, cömertliğiyle halkın sevgisini kazanmaya çalıştı.

Jül Sezar, Rodos’a gemi ile giderken Ege Denizi’nde korsanlar tarafından ele geçirildi. Korsanlar Sezar’ı Antalya’ya götürmüşler ve yirmi talent fidye istemişlerdi. Sezar kızmış, “Hayvanlar, ben yirmi talentlik bir esir miyim? Yakaladığınıza iyi bakın, size elli talent getirteceğim ve elinizden kurtulduğumda göreceksiniz, hepinizi astıracağım!” diye bağırmıştı. Antalya‘dan Roma’daki ailesine bir mektup göndermiş, para gelinciye kadar da, korsanların yanında gece ve gündüz içerek, onlara şiirler okuyarak ve oyunlar oynayarak vakit geçirmişti.

Korsanların tehdidi ne kadar ciddiye alındığı bilinmez ama Sezar verdiği sözü gerçekten tuttu. Otuz sekiz günlük tutsaklığın ardından istenilen fidye gelince özgürlüğüne kavuştu, doğru Ege bölgesinde Milet‘e gitti, burada birkaç gemi tedarik etti, kendisini esir alan korsanları Antalya açıklarında yakaladı. Hepsini zincire vurup Bergama’ya getirdi. Asya Valisinin düşüncesi korsanları köle pazarında satmaktı ama Sezar’ın düşüncesi çok daha farklıydı. Valinin emrini beklemeden hepsini çarmıha gerdi!

Caesar MÖ. 68′de, Cornelia’nın ölümü üzerine yüksek bir hayat seviyesi ve geniş bir çevresi olan Pompeia adlı genç bir kadınla evlendi. MÖ 66’da konsüllükten önce gelen bir rütbe olan praetorluğa yükseldi. Bu sırada, Batı Hispania’daki ayaklanmayı bastırarak elde ettiği ganimetlerle borçlarını ödedi, kendini konsüllüğe seçtirmek için Roma’ya gitti. MÖ 59 yılında, muhafazakar Marcus Bibulus ile birlikte konsül seçildi. Aynı yıl, o sıralar Anadolu”dan dönen Pompeius ve Crassus ile anlaşarak “Birinci Triumvirlik’i kurdu.

Konsül olarak Roma’yı tek başplanda bıraktı. Yeni bir kanunla fakir vatandaşlara ve Pompeius’un terhis edilen askerlerine toprak dağıttı. Vergilerin üçte birini bağışlayarak subayları kendi tarafına çekti. Nihayet 5 yıl içinde kendini Dalmaçya (İllirya), Kuzey İtalya ve Güney Fransa valiliklerine seçtirdi. Kuvvetli rakipleri olan Marcus Tullius Cicero ile Cato”nun Roma”dan uzaklaştırılmasını sağladıktan sonra, MÖ 58 de Gallia’ya girdi, sekiz yıl içinde Ren nehrinden Pireneler’e kadar bütün ülkeyi ele geçirdi. Tam bir zaferle sonuçlanan Gallia seferinden sonra Caesar aldığı zengin ganimet ve tecrübeli ordusu sayesinde, Roma’nın n güçlü adamı oldu.

MÖ. 53′de Craussus’un öldürülmesi ve Pompeius’la Caesar”ın arasındaki ilişkinin bozulması üzerine Birinci Triumvirlik sona erdi. MÖ. 49’da senato, Pompeius’un etkisiyle, Caesar’ın ordusunun terhis edilmesini isteyince, Caesar buna sinirlenip emrindeki 5000 askerle Gallia ve İtalya sınırını meydana getiren Rubico ırmağının kıyısına geldi. Senato ordusuna komutanlık eden Pompeius ile girişilen 60 günlük bir savaştan sonra Caesar’ın ordusu bütün İtalya’yı egemenliği altına aldı.

Bundan sonra Pompeius’u Yunanistan’a kadar takip eden Caesar onu MÖ 48 de Pharphalus’ta yapılan meydan savaşında yendi, arkasından Mısır’a gitti. Caesar’dan kaçan Pompeius, Sezar’ın gözüne girmek isteyen Mısır Kralı, Pompey tarafından İskenderiye’de öldürüldü. Bu sırada Mısır’a varan Caesar, Kleopatra ile kız kardeşi arasındaki taht kavgasını Kleopatra‘nın lehine halletti, sonra Anadolu’ya geçti. Burada Ponpus Kralı Pharnakes’i yendi (MÖ 47), zaferini senatoya “Geldim, Gördüm, Yendim” şeklindeki ünlü sözüyle bildirdi.

Jül Sezar’ın daha sonraki zaferleri birbirini kovaladı, MÖ usunu, MÖ 45’de İspanya’da Pompeius’un iki oğlunu yenilgiye uğrattı. Bu başarılarından sonra Jül Sezar, Roma İmparatorluğu’nda bütün yetkinin tek sahibi oldu. Hükümdar ünvanından başka haleflerine de geçmek şartıyla imparator ünvanını aldı, diktatörlüğü 10 yıl için uzatıldı. Quirinus tapınağına heykeli dikildi, ağustos ayına onun adından ötürü Julius adı verildi.

MÖ 45 yılının Şubatında kızı Tullia öldü. Hayatı boyunca bu şoktan kurtulamadı.

Jül Sezar kazandığı yetkileri iyiye kullanarak devlet bakımından çok faydalı ıslahat yapmış, İtalya şehirlerinin hukuki durumunu bir düzene bağlamış, eyaletlerin idaresini düzeltmiştir. Bu arada borçlara ait kanunları hafifletmiş, eyalet halkına vatandaşlık ve senatör olabilme yetkilerini tanımış, fakir olanların Kartaca’da ve Korent’te koloni kurmalarını sağlamıştır.

Jül Sezar’ın aldığı bu tedbirler, Senatonun yetkilerini ve kuvvetini oldukça sınırlıyordu. MÖ 44’de ömür boyu diktatörlük elde edince, cumhuriyet idaresi yerine monarşist bir rejim kuracağı fikri uyandı. Bunu kabul etmek istemeyen aristokratlar, başlarında Brutus’le Cassius olmak üzere, suikast hazırladılar. MÖ 44’de Martın 15’inde bir senato toplantısına giden Jül Sezar’ı öldürdüler. Sevdiği dostu Brütüs’ü suikastçılar arasında gören Caesar’ın son sözleri “Et tu, Brute?” (Sen de mi, Brutus?) oldu.

Jül Sezar, MÖ 15 Mart 44 tarihinde Roma, İtalya‘da 56 yaşında Senato’da iken öldürüldü.

Eşleri :
Cornelia Cinna minor (MÖ 84-MÖ 68)
Pompeia (MÖ 68-MÖ 63)
Calpurnia Pisonis (MÖ 59-MÖ 44)

Sevgilileri:
VII. Kleopatra
Servilia Caepionis, Brutus’un annesi
Eunoë, Moritanya Kraliçesi ve Bogudes’in karısı

Çocukları :
Julia Caesaris (MÖ 83/82-54)
Caesarion (MÖ 47-30) 17 yaşında iken Sezar’ın evlatlık varisi Octavianus (Augustus) tarafından öldürtüldü.
Augustus Caesar (evlatlık)