Biyografi

Ercüment Behzat Lav kimdir

Ad Soyad: Osman Girgin Doğum Tarihi: 19 Ekim 1987 Nereli: İzmir Meslekler: ,

Ercüment Behzat Lav kimdir, Ercüment Behzat Lav, Türk Şiirinde geleneksel şiire karşı çıkan ilk şairlerden biridir.

Ercüment Behzat Lav, 15 Kasım 1903 tarihinde İstanbul, Şehzadebaşı’nda Letafet Apartmanında Babası Hasan Sıtkı ve annesi Esma Belkıs’ın oğlu olarak doğmuştur. Kendisine ait pasaportta doğum tarihi 1902 olarak görülmektedir. Dedesi Miralay Mahmut Raşit ve babası Hasan Sıtkı Bey Bingazi’de sahra topçu kumandanlığı yapmış şair bir kişi idi. Babası Bingazi’de görev yaparken orada bir Cizvit okulunda ilkokula başladı. Bu yıllarda kız kardeşi Bingazi’de dünyaya geldi. İtalya ile savaş başlayınca Babası 1907-1908 yıllarında Serez’e atandı, aile İstanbul‘a geldi. Verdikleri Assomption okulunda 3 yıl okudu, sonra Hadikayı Meşveret mektebinde bir yıl okudu. 1912 yılında Balkan savaşı döneminde babası öldü. 1913 yılında dedesi onu İstanbul Sultanîsine yazdırdı.

Dedesi i almakla beraber ona asıl şiiri sevdiren, onu şiire iten dayısı olmuştur.

Ercüment Behzat Lav, İstanbul Sultanisi’ni bitirdikten sonra 1919 yılında Yeni Sahne’nin açmış olduğu tiyatro sınavına girdi ve kazandı. Ancak çalıştığı rol bir başkasına verilince kendisi açıkta kaldı ve bunun ardından Yeni Sahneyi bıraktı. Bu ayrılıktan sonra İbnürrefik Ahmet Nuri Bey (Refik Ahmet Nuri Sekizinci) ile tanışan Ercüment Behzat birkaç gün sonra Darülbedayi kadrosuna alındı.

Darülbedayi ilk rol aldığı oyunu Reşat Nuri Güntekin‘in yazdığı Hançer adlı oyundan sonra yine Reşat Nuri Güntekin‘in Fransızcadan adapte ettiği bir Fransız komedisiı oyunda toy bir papaz çömezini başarılı bir şekilde oynadı. Bir yıl kadar sonra Almanya‘ya gitme kararı aldı.

Daha önce aldığı keman dersleri sayesinde Berlin‘de Stern Müzik Konservatuarına yazıldı. Ayrıca Reinchardt Akademi‘nin derslerine de devam etti. Beş yıl kadar Almanya‘da kaldı. 1921-1925 yılları arasında Berlin’de Stern Müzik Konservatuvarı ve Reinhart Tiyatro Akademisi’nde öğrenim gördü.

Yurda döndükten sonra, 1930-1935 yılları arasında Vakit, Hareket, Akşam Gazetelerinde çalıştı, gazetelerde gece sekreterliği yanında çeviriler yaptı, dergilerde yazılar yazdı.

1935 yılında Matbuat Umum Müdürlüğünce açılan spikerlik yarışmasını kazanarak Ankara‘ya gitti. Orada ayrıca yayın şefliği görevini de yüklenerek 1943 yılına kadar çalıştı. Bu süre içinde halkevleri rejisörlüğüne de atandı. 1935-1947 yılları arasında bu görevi yaptı. 1947 yılında halkevlerinde ihtisas kadroları lâğvedilince yeniden şehir Tiyatrosu’na döndü. 1950 yılında İstanbul Konservatuarında tiyatro ve bale bölümlerini kurmakla görevlendirildi.

Konservatuarda hocalık da yapan Ercüment Behzat’ın öğrencileri arasında Yıldız Kenter gibi ünlü oyuncular vardır. Öğretmenlik ve diğer çalışmalarının yanında oyunculuğunu da sürdürür.

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyunculuk, Darülbedayi’de 1951-1961 yılları arasında tiyatro yönetmenliği ve İstanbul Konservatuarı’nda öğretmenlik yaptı.

Darülbedayi’den ayrıldığı zaman Ertuğrul Sadi ile birlikte Türk Akademi Tiyatrosu (TAT) adlı bir tiyatro kurarlar. Ancak kısa zamanda dağılan tiyatro; sahneleyeceklerini lıklar yüzünden kapandı. Bu arada Nazım Hikmet‘in “Jokond ile Si-Ya-u”adlı şiirini oyunlaştırdı. Tiyatro dağılınca oyuncularda Raşit Rıza topluluğuna katıldı.

Yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul‘un yaptığı Ankara Postası, Karım Beni Aldatırsa ve Bir Millet Uyanıyor filmlerinde oynadı.

Ercüment Behzat Lav, döneminde henüz Türk şiirinde denenmemiş Batı akımlarından Dadaizm, fütürizm, kübizm ve sürrealizm akımları etkilerini şiirine yansıtmış, yerli temalara uygulamış ve Türk şiirinde ironinin ilk ayaklarından biri olmuştur.
Cumhuriyet dönemi şiirimizde serbest ölçünün ilk uygulayıcılarından öncü bir şairdir.

İlk şiirini Servet-i Fünun-Uyanış dergisinde 1926 yılında yayınlayan Ercüment Behzat, ilk kitabı S.O.S. ile tanındı. Ölçülü-uyaklı şiire ilk karşı çıkanlardan biri oldu. Gerçeküstücülük, fütürizm, kübizm gibi şiir akımlarını denedi, sonraları hümanist bir görüşte yazdı.

Sanat hayatına oynadığı film ve tiyatro oyunculuklarının yanında beş şiir kitabı ve iki tiyatro metni sığdırmıştır.

Şiirlerinde toplumsal temalara yer veren Ercüment Behzat Lav geniş bir tema zenginliğine sahiptir. Bu açıdan şiirde birçok biçim denemesine girişmiş ve konuya uygun olarak dilini oluşturmuş yetkin bir şairdir. Ayrıca ironi, şiirinde kullandığı önemli unsurlardan biri olmuştur. Birçok eleştirmen tarafından yenilikçi, deneyci, gelenek karşısında yıkıcı bir şair olarak görülse de, o gerçekte gölgede kalmış bir sanatçıdır.

Ercüment Behzat’ın 1931 tarihini taşıyan ilk kitabı S.O.S’te tme yerlilik katmak isteyen bir şairin döneminin toplumsal koşullarına başkaldırısı olarak tanımlanabilir. Öfkenin alaya, acımanın küfre, gözlemlerin iğnelemeye dönüştüğü açıkça görülür bu şiirde.

Ercüment Behzat Lav, 1932 yılında Muhattar Hanım ile evlendi.

Ercüment Behzat Lav, 1962 yılında İstanbul şehir Tiyatroları‘ndan emekli olduktan sonra yaşamının geri kalanında edebiyata ağırlık verdi. 1964 yılında Üç Anadolu adlı şiir kitabını yayınladı. Bu arada 1965’te ilk üç kitabı olan “S.O.S., Kaos ve Açıl Kilidim Açıl” şiir kitapları yeniden basıldı. 1970 yılında Mau Mau adlı şiir kitabı da ikinci baskı yaptı. İlk tiyatro eseri olan “Karagöz Stepte” 1940 yılında yayımlandı. 1971 yılında da son kitabı “Altın Gazap” oyununu yayınlayan Ercüment Behzat, 80’li yıllara doğru yavaş yavaş edebiyat çevrelerinden uzaklaşmaya başladı.

Şiirden hiç kopmayan Ercüment Behzat, ömrünün son yıllarında evine kapandı. Yalnızca şiirleriyle ilgileniyor, yazıyor, düzeltiyor, baştan yazıyordu.

Ercüment Behzat Lav, 16 Mayıs 1984 tarihinde İstanbul‘da 81 yaşında ölmüştür. Cenazesi Şişli Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı‘na defnedildi.

Filmleri :
1928 – Ankara Postası (Sinema filmi)
1932 – Bir Millet Uyanıyor (Sinema filmi)
1933 – Karım Beni Aldatırsa (Sinema filmi)
1951 – İstanbul’un Fethi (Sinema filmi)
1951 – Sürgün (I) (Sinema filmi)

Rol aldığı Tiyatro Oyunları :
Ruy Blas : Victor Hugo,
Othello : William Shakespeare,
Don Juan : Moliere
Hile ve sevgi :Friedrich Schiller
Saygılı Yosma : jean-paul-sartre,
Peer Gynt : Henrik Ibsen,
Tarlakuşu : Ephraim Kishon
Hamlet : William Shakespeare,
Altı Şahıs Muharririni Arıyor : Luigi Pirandello,
Hortlaklar : Henrik Ibsen
Matmazel Julie : August Strindberg,
Deyyus
R.U.R. : Karel Čapek
Zifaf Marşı : Lev Tolstoy
Bahar Hastalığı : Reşat Nuri Güntekin
Hançer : Reşat Nuri Güntekin

Şiir kitapları :
1931 – SOS
1934 – Kaos
1940 – Açıl Kilidim Açıl
1962 – Mau Mau
1964 – Üç Anadolu
1996 – Bütün Eserleri (Doğan Hızlan tarafından Ercüment Behzat Lâv Bütün Eserleri adıyla bir araya getirildi)

Tiyatro Oyunları :
1940 – Karagöz Stepte (Manzum Oyun)
1971 – Altın Gazap ( Oyun)

Şiirlerinden Örnekler

BİR KAHRAMANIN MİDESİ

Vahşi hayvanlara yediriyorlar ölülerimizi
Beyazlar bizimle savaşınca
Bizse kendimiz yiyormuşuz
Onları haklayınca
Böyle de olsa
Daha şerefli bir mezar değil mi
Hayvan bağırsaklarından
Bir kahramanın midesi?

MEKTUP’TAN

Sen bir asmasın,
küpe salkımlarla asma bellim..
Elim değmesin,
değmesin dilim sana, asma bellim..
Küpe salkımlarında, kütür kütür,
buğulu üzüm başlar, asma bellim..
Niye kendini sevdiğin zamanlar;
daha olmadan başkasının,
öper dudakların suda,
dudaklarını,
Niye sana benziyor köpükler, güneşe sarılırken?
Niye şu bulut, kaçırmıyor seni
ve kaçmıyor senden balıklar?
Niye çarpınca mantılar sana kanat,
niye ağzımda yüreğim,
niye içerim göz göz,
niye gözlerim pervane?

OYNUYOR AY

Oynuyor ay
Mor salkımlı suda
Oynuyor ay
Üşüyor kalp
Şehvet durunca
Üşüyor kalp
Düşüyor baş
Kara taş yastığa
Düşüyor baş
Çekiyor su
Örümcek uykusu
Çekiyor su
Geçiyor tren
Hecin katarlı
Cin düdüklü tren

RÛHÜL KUDÜS

Melih Cevdet Anday‘a

I.
Avrupalı İsâ sırasına göre ihtilâlcidir
İçlidir sofudur sırasına göre
Affeder geldi mi işine
Kin güder gelmedi mi de
Zulmü sevmez çekinmez zulümden de
Dostluğu da düşmanlığı da açıktır
Ara sıra haksızlığa başkaldırır
Her şeyi bağlamaz oluruna
Ama iş Afrika’ya geldi mi Hân-ı Yağma

II.
Ne devrimcidir ne de ihtilâlci Amerikalı İsâ
Makine insan tipi iş adamı
Hasmını kündeden atmak günah mı?
Sandık başında oy pusulası,
Birdir Yeni Dünya’nın Siyah’ıyla Beyaz’ı
Bir yanıl da sandığa yaklaş
Biter ensende Beyaz’ın sopası
Yaşasın İnsan Hakları Beyannâmesi
Sonsuz hürriyet içindeler
Karası Kızılderilisi Melezi

III.
Afrikalı İsâ tam İsâdır
Kin gütmez affeder unutur
Sabrı sonsuzdur
Hoş görmeli fenalığı
Böyle buyurmuş Beyaz Tanrı
Sefâlet onun cilvesi
Lûtfu inâyeti hediyesi
Bu çilenin mükâfatını Kara Böcekler
Ahrette görecekler
Ruhlarının akıyla çıkarlarsa bu sınavdan
Cennet bahçelerinden derecekler
Dünyada erişemedikleri nimetleri
Kara Böcekler
Hak taalâ Hazretleri
Karaları sınamak için yarattı
Beyaz Efendileri.